Ads 300 x 250

Lemur'dan Noodle Tarifi

Kore stili noodle efenim.

The Cave incelemem.

Monkey Island geliştiricilerinin kurduğu Double Fine şirketinden harika bir bulmaca oyunu.

Güle güle Msn

Efsanenin sonu.

This is default featured slide 4 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

This is default featured slide 5 title

Go to Blogger edit html and find these sentences.Now replace these sentences with your own descriptions.

15 Aralık 2011 Perşembe

TRINE 2 İncelemesi




   Finlandiyalı Frozenbyte firmasından çıkmış, mükemmel  grafikleriyle  ağızları açık bırakacak bir bağımsız platform/bulmaca oyunu. Öyle ki adeta bir masalın içindesiniz.  1.45 gb olan düşük boyutuna rağmen detaylar, arkaplandaki derinlik, gerçeklik hissi, karakterlerin hareketleri, renklerdeki canlılık, suların yansıması, fizik kurallarına uygun hareketler ve mekanların dizaynı gerçekten beklediğimin  çok üstünde. Öğrendim ki 2009'da çıkan ilk versiyonunu oynayanlar alışkınlarmış bu görsel şölene. Limbo'yu keşfedene kadar bu tarz oyunlara ilgim olmadığımdan malesef daha önce Trine'ı hiç duymamıştım.

13 Aralık 2011 Salı

LIMBO incelemesi

 


2D oyunlar hakkındaki tüm ön yargılarınızı bir kenarı bırakın..Playdead'in 1 milyondan fazla satan Limbo'su bir oyun olmaktan çok öte bir sanat şaheseri tadında. Siyah, beyaz ve gri tonlarındaki bu yapıt sizi bambaşka bir dünyaya götürüyor!

   Öncelikle Limbo'nun kelime anlamından kısaca bahsedeyim. Hristiyan inancına göre Hz.İsa'dan önce doğanların, dolayısı ile vaftiz edilemeyenlerin gittiği cennet-cehennem arası yere verilen ad. İslam inancındaki Araf gibi.  Oyunun konusu tam da burada geçiyor. Ancak alışılmışın dışında karanlık, korku ve yalnızlık dolu bir yer olarak betimlenmiş.


   İsmini bile bilmediğimiz parlak gözlü küçük kahramanımız kız kardeşini arayan bir erkek çocuğu. Bunu oyunu oynarken değil, açıklamalarını okuduğumda öğrendim. Limbo size konuyu vermiyor, direk yaşatıyor.  Hikayenin, oyunun başında ve içeriğinde fazla işlenmemiş olması "mekanlar ve olaylara istediğiniz anlamları yüklemekte özgürsünüz" mesajı veriyor. Kimimizin fobilerini, kimimizin içinde yaşadığı soğuk yalnızlık hissini yoğunlaştırılmış bir şekilde tecrübe ediyoruz.

   Limbo tabi ki bir psikolojik gerilimden ibaret değil. Başta kolay başlayıp gittikçe zorlaşan, fizik kuralları ağırlıklı bir bulmaca oyunu. Yön tuşları ve ctrl tuşuyla oynanıyor. ctrl ile objeleri taşıyıp, halatlara tırmanıp, butonlara basıp bir takım durumları aktif edebiliyoruz. Tuzaklara takılmadan yolu bulmak bir süre sonra sizi delirten tekrarlara sebep oluyor. Oyun ilerledikçe refleksleriniz devreye giriyor. Doğru zamanlayı tutturmak, doğru yerlere basmak gerekli. Bazen sonrasını tahmin ederek aktif ettiğiniz  buton tam aksine ani  bir süprizle yerinizden sıçramanızı sağlayabiliyor.


   Limbo 3D aşmış grafikler ve renklere sahip olmadığından kan ve ölüm efektleri çok da sarsıcı değildir gibi düşünebilirsiniz. Bir bakıma doğru, çünkü şiddetten çok dram hakim. Ölüm sahneleri sesler ve görüntüler ile öyle başarılı desteklenmiş ki bir süre sonra rahatsız etmeye başlıyor. Bu denli etkilemesinin sebebini oyunun siyah beyaz oluşu, bu sebeple insanın sahneleri beyninde tekrar canlandırıp eksik yerleri kusursuz bir şekilde tamamlamasına bağlıyorum.


    Limbo her oyunseverin yaşaması gereken bir deneyim. Son kısımlarda bulmacayı çözüp bir sonrakine geçtiğiniz de inanılmaz mutluluklar yaşıyorsunuz. Oyun bittiğinde ise bir film izlemiş ya da bir rüyadan uyanmış hissi yaşıyorsunuz. Yani pek de bitmiş gibi gelmiyor. Etkisi bir süre daha devam ediyor.

Oyunun Steam'den bedavaya demosunu oynayıp, satın alabilirsiniz
Steam Linki


8 Aralık 2011 Perşembe

The Elder Scrolls v: Skyrim İncelemesi




Kısaca konusundan bahsedersek;
    Oyun Tamriel kıtasının kuzeyinde kalan Skyrim'de geçiyor. Skyrim kralının öldürülmesi sonucu ortalığın karışması, imparatorluğun egemenliğine karşı ortaya çıkan bağımsızlık yanlısı isyancı grup Stormcloaks'lar, çakal komşu Cyrodiil'in tehditleri  bir yandan da gerçekleşme yolundaki Alduin kehaneti olayları karmakarışık bir hale getirir. Alduin yıkımın tanrısı olarak anılan bir ejderdir. Kehanete göre insanları bu durumdan bir Dovahkiin yani Dragonborn  kurtaracaktır.Halk umutla bu kahramanı beklemekte, adına türküler yakmaktadır.

Grafik ve ses

 Karakter yaratma ekranı basit ve ayrıntılı. Karakterimizin fiziksel özelliklerini istediğimiz şekle getirebiliyoruz. Ancak bu kısımda fazla oyalanmamanızı tavsiye ederim zira oyun içinde  üstüne başınıza aldığınız zırh ve başlıklardan özenle tasarladığınız karakterinizi görmeniz imkansız olacak.
Seçtiğiniz ırk kendine has bazı artılar ve eksiler getiriyor.Ben savaşçı ve dengeli olan Nord ırkını seçtim. Irklar güç, hız, büyü, gizlilik yeteneklerini etkiliyor.
         Oyun için de hangi alana yönelirseniz o geliştiği için çok da önemli farklar değil.




   Oyun içinde karakter animasyonları biraz yetersiz kalıyor. Örnek vermek gerekirse Assasins Creed'teki  o insancıl yumuşak hareketler söz konusu değil. Bu konudaki eksiği seslendirmeler  ve diyaloglar kapatıyor. Öyle ki her npc farklı farklı tipine göre seslendirilmiş. Büyü ve kılıç sesleri, ejder çığlıkları, gerilim yükseldikçe artan, şehirde aylak aylak gezerken yumuşayan  müzik oyuna bağlayıcı etkenlerden. Ayrıca şehirdeki bard'lara istek şarkı bile yapabiliyorsunuz. Oyunun en popüler şarkısı tabi ki Dragonborn.


   Bir diğer hoşuma giden özellik de hava dinamiği oldu. Yağmur, kar ve bunların rüzgarın yönüne göre olması, yükseklere çıktıkça havanın sertleşmesi, gece gündüz döngüsü sizi o dünyanın içinde hissettiriyor.

 
    Grafiklerin pc'nizi fazla zorlayacağını tahmin etmiyorum. Ortalama bi ekran kartıyla oynanabilir. Oyun açılış penceresinden ayarlarınızı yapabilirsiniz.
    Skyrim görsel açıdan çok zengin. Şehirlerin yapısı mimarisi birbirinden farklı. Hatta gittiğimiz zindanlar bile birbirinden farklı atmosfere sahip. Kocaman bir harita söz konusu olduğunda böyle bir farklılık yaratmak çok büyük başarı. Şehirlerle ilgili tek sıkıntı sokakların fazla boş olması. Tabi soğuk memleket herkes evde ateşin başında battaniye ile oturuyor olabilir.

Gelelim görev sistemine..
    Ana görev dışında çok fazla yan görev var. Bethesda görevlerin hiç bitmediğini, oyunun kendi kendine sizi hiç gitmediğiniz bir noktaya gönderen görevler ürettiğini söylemişti. Biz de yok artık demiştik. Doğruymuş.Görevlerin sonu yok gibi.
   Görev hususunda son olarak uyarmalıyım ki bir göreve giderken "aman bir şu dağa çıkayım", "aaaa kelebek toplayayım", "aaa pusula bir şeye yaklaştın diyor gidip bakayım "  derken saatler geçiyor.  Oyunda bir takım gruplar var Thieves guild, Stormcloaks, Darkbrotherhood gibi. Bu tip gruplara katılırsanız eğlenci görevler yapabilirsiniz. Çok para kazanabilirsiniz.

J tuşuna basıp tüm görevleri görüp izlemeye alabilir, görevin üstündeyken M'ye bastığınızda haritadaki yerini görebilirsiniz.



Meslekler 


   Çevreden topladığınız çer çöp  ot odun, öldürdüğünüz ejderhalardan düşen kemik, deri gibi malzemelerle kendinize zırh, kıyafet yapabilirsiniz. Yiyecek malzemeleriyle yemekler, otlarla iksir ve zehirler hazırlayabilirsiniz. Bulduğunuz pembeli morlu taşlarla silahınızı güçlendirebilir, işinize yaramayacak bir silahın sihirli gücünü, onu kırıp öğrenebilirsiniz. Daha sonra öğrendiğiniz bu gücü işinize yarayan silah ya da zırhınıza ekleyebilirsiniz.


Yetenek 


  Büyü güçleri etki, yıkım, iyileştirme, illüzyon gibi kategorilere ayrılıyor. Shout adı verilen ejder işi büyüleriniz var. Göreve gittiğiniz her hangi bir yerde bu büyüleri duvardaki yazılardan öğrenebilirsiniz. Toplam 20 tane shout var. Yeni öğrediğiniz shout'ları  öldürdüğünüz ejderhaların  ruhlarını  kullanarak aktif edebilirsiniz

Her level'da 1 adet perk adı verilen yetenek puanı alıyoruz. Yetenek ağacı tüm oyunlarda olduğundan çok farklı, benim çok hoşuma gitti. Perkleri istediğimiz yeteneğe veriyoruz. Her level'da mana, stamina, health seçeneklerinden birisine puan veriyoruz. Alıştığımz dex int will gibi ince ayarlar yok. Stamina'ya verdiğiniz puan ağırlık taşıma kapasitenizi de artırıyor.

Çok yardımcı bilgiler...


  Haritada karşımıza çıkan guardian stone'lar bize artı özellikler sağlıyor. Sadece bir tanesini aktif edebiliyoruz. Riften'daki tapınak arkasında kalan stone üzerimizdeki bütün kötü etkileri ve kutsamaları kaldırıyor. Vampire dönüşmeye başladığımızı farkettiğimiz anda buraya gidip etkiyi kaldırabiliriz. Vampir mi dedim evet hatta kurt adam olma  riskiniz bile var. İnsanların kaçtığı bir yaratığa dönüşebiliyorsunuz. Kurtulması ise epey meşakatli.


   Oyunda ilginç olan ejderha öldürmek dev ya da mamut öldürmekten çok daha kolay. Oyunun başında bir dev gördüyseniz hiç yaklaşmayı denemeyin derim.


  Bir diğer önemli ayrıntı ise kitaplar. Kitaplarda bazı tarifler ve yardımcı bilgiler olabiliyor. Göz gezdirmekte fayda var.

  Yanımıza bir adet paralı savaşçı alabiliyoruz. Bunun yerine yanımıza aldığımız köpek dostumuz bizimle savaşlara gelebiliyor.Edindiğimiz at da savaşta bize yardımcı oluyor.

  Şehirlerden ev alıp depo olarak kullanabiliyoruz.

Yuva kurmak
  Riften'daki tapınaktan aldığımız Amulet of Mara adındaki  madalyonu taktığımızda muhabbetimiz iyi olan kişilere evlenme teklif edebiliyoruz. Tapınakta küçük bir törenle dünya evine giriyoruz. Evlendiğimiz kişi istersek yanımızda bizimle savaşıyor, istersek evde yemekler hazırlayıp ek gelir sağlayabiliyor. Oyunun gözdesi Ysolda isimli Whiterun'lu hanım kızımız.


Sonuç olarak;  The Elder Scrolls v Skyrim oynanabilirliği yüksek, çok ayrıntılı ve zevkli bir oyun. Grafikler yıl olarak biraz geride kalsa da sağlam içerik aradaki farkı çok iyi bir şekilde kapatıyor. Oyundaki hataları gidermek için şuana kadar 2 tane patch yayınlandı 3.sününde yolda olduğu söyleniyor.

Anlatacak daha çok şey var ama oynayıp öğrenmeniz daha zevkli olacağından hepsini anlatmadım. Anlattıklarım oyunun belki %20 sini karşılar :)