12 yıl beklenilen Diablo III..Rekor kıran ön satış, gözü dönmüş fanlar, kapışılan ve en
sonunda 1000tl’den karaborsaya düşen
Collectors Edition’lar. Diablo beklediği ilgiyi fazlasıyla gördü. Peki
oyun gerçekten bu ilgiyi hakediyor mu? Blizzard sana çok laflar hazırladım
diyerek başlamak istiyorum. Oyunun artılarından çok problemli kısımlarına değineceğim.
İlk saatler...
Oyunun çıktığı saatten itibaren serverlar
kitlendi. Ancak gece 3’te girebilmek nasip oldu. Bekleyemeyip uyuduğum için şanslıyım.
Blizzard, 3 tane server açmış; Amerika, Asya ve sürekli bakıma giren Avrupa.
Pvp arena henüz aktif değil ek paketle geleceği söylentileri var ve pazarda
gerçek para uygulamasına geçilmiş değil. Tarihi sürekli erteleniyor. 12 yıl
beklenilen bir oyununun tam tekmil çıkmasını beklerdim.
İlerleyen günlerde...
Uzun süre server hatalarından mağdur olduk. Aksiyonun ortasında “çok kalabalık oldu burası, biraz hava al gel”
diye dışarı atılmalar, meşhur olan error 37 hatası... Hele ki Pazar günü server’ın
bakıma alınması, bir çok çalışanı “O kadar haftasonunu bekledik, bu bize
yapılır mı?” diye kibarca isyan ettirdi. Twitter’da küfürler sel oldu. Özellikle
Alman oyuncuların nasıl bir rage’e girdiklerini tarif edemem.
Tüm bu teknik
sorunlar düzene konduktan sonra, oyunu önce Normal modda bitirdik.
Sinematikleri izleyerek, konuyu okuyarak. Sonra aynı konu aynı görevler ve aynı
map’i bir daha oynadık bu sefer Nightmare seviyesinde . Bir daha Hell..Inferno’da şuan Act 2 ye geçen kişi sayısı bir hayli az.
Melee karakter sevgim
ve barbarın yeteneklerine olan hayranlığım neticesinde hiç düşünmeden barbar ile
başladım oyuna. Wizard’ın pasif, monkun önemsiz olduğunu düşündüm o zamanlar,
demon hunter’da dps karakter olduğundan tercih etmek istemedim, bana göre değil.Wicth
doctor’u da açık konuşmak gerekirse tipinden dolayı seçmedim. Barbar tam
istediğim karakterdi.
Barbar ile parti
ihtiyacı olmadan hell moduna kadar tek tabanca gitmek mümkün. Diğer sınıflara göre daha hızlı level alıp ilerlediği
aşikar. Sandıklardan ona yönelik itemlar daha çok düşüyor. Uzun süre buralar
benden sorulur diyerek taş üstünde taş bırakmıyorsunuz. Partilerde aranan isim
oluyorsunuz.Taa ki Hell moduna geçene kadar. Act 1’de sinek muamelesi
yaptığımız zombilerden tokat yemeye başlayınca, itemlerı bi elden geçirmek
lazım diyerek pazardan kızıma fistan, papuç ve güzel mi güzel bir satır aldım.
Saldım Tristram çayırlarına. Bu sefer daha rahat bir şekilde Cathedral’lerde
koşup zıplamaya devam etti. Sonra birden zorlaştı gene işler. Daha iyi item
gerekti. Tedarik ettim hemen ne lazımsa. Sonrasında olmayacak bu iş diyerek
Public Games olayına girdim. Partide ilk
ölen barbar olunca insan bi durup düşünüyor yanlış nerede diye. Adı üstünde
barbar,demon hunter dururken dps rolü
üstlenen bir sınıf olmamalı. Ama şartlar resmen onu gerektiriyor.
Vur ...kaç...Bir adet sprint yeteneği var 3 saniye hızlı koşmaya yarayan, ama
malesef yeterli değil. Tank desek monk kadar tank değil, dps desek demon hunter
kadar değil, damage desek olması gerekenin çok altında. Public Games oynamk dışında başka seçenek
kalmıyor. Ama oyunun tam ortasındayken takım arkadaşları bir şey demeden sizi
ortada bırakabiliyor.Puan sistemi olmadığından her hangi bir kayıpları da yok.
Sürekli oyuna birileri girip çıkıyor ve hiç ilerleyemiyorsunuz. Arkadaş
grubunuz varsa ya da oyundan arkadaş edinebilirseniz ancak ilerleyebilmeniz
mümkün. Inferno modu aşırı zor. Tabi ki zor olacak ama biraz mantık be Blizzard.
Azıcık mantık çerçevesinde zor olsun. Full resist, hp doldurup, dmg reflect etme
özelliklerindeki elitler gezmemeli her yerde. Bu kadar abartılmamalı. O elitler
birleşip Diablo’ya dalsalar, saniye sürmez toynakları diker havaya.
Karakterimi iyi
dizayn edemediğimden şüphelenip forumlarda
yaptığım araştırmalar sonucu dolu dolu Legendary set yapan özellikleri benden
üstün , hiç yoktan 61k hpli barbarlar ağlanıyorlar.Karakteri
yönetmek de zor değil ki.Skilleri kullanmak özel bi yetenek istemiyor zaten mouse
click ağırlıklı oynanan bir sistem var ortada. Misal, Lord of the Rings
serisinde 12 den fazla tuş ve değişik
kombinasyonlarla olay tamamen yeteneğinize kalmıştı.
Demon Hunter ve monk
oyunun en popüler iki sınıfı. Monk kesinlikle çok avantajlı. Sonuç olarak
sınıflar arasında hiç bir denge yok ve gelen açıklamalara göre düzelmeyecek de.
Diğer saçmalıklara kısaca değineyim;
-Elit sınıfına mensup, her yerde
karşılaşabileceğiniz yaratıkları kesmek, boss’u geçmekten daha zor.
-Rare item bir yarasadan düşebilirken,
boss’tan düşmemekte. Legendary item ise alelade bir sandıktan çıkabilmekte.
-Takı ve armorların bazılarında bulunan
magic item find yüzdesi hiç bir işe yaramıyor. (%260 oranlarında bile)
-Aynı map ve aynı görevleri defalarca
oynamak çok sıkıcı. Görsellik açısından fazla detay ya da hoşluk olmadığından
zevkli gelmiyor.Hele ki Act II ‘de çölün rengi fazla göz alıyor. Bir an önce
görevleri bitirip kaçmak istiyorsunuz.
-Inventory penceresini çok başarısız buldum.
En azından iki set arasında hızlı geçiş yapabileceğimiz bir sistem olabilirdi.
Ki birçok saçma sapan mmo’da bile olan bir özellik.
-Combat esnasında herşeyin birbirine girmesi
bi yerden sonra bayıyor.Wizard ortalığı ateşe boğarken, bir yandan barbarın
efektleri ve demon hunterın ortaya attığı siyah yıldızlar görselliği katletmiş.
Diablo 2 ‘de bile böyle bir kaos yokken, 4 kişinin bu kadar ekranı dağıtması
ilginç.
-Public games’te olan bir açıktan ötürü
hesapların çalınabiliyor olması büyük skandal. Blizzard’ın buna çözümü
telefonunuza Authenticator uygulaması yüklemeniz ya da bu iş için üretilen bi
cihazı tedarik etmeniz. (http://eu.blizzard.com/store/search.xml?q=authenticator)
Senden daha önce aldığım anlık bilgilere ve bu yazına bakılacak olursa Torchlight II'yi şimdiden beklemeye başlamalıyız sanırım :)
YanıtlaSil